30.01.2012

POULET SOUTÉ & CHOU-FLEUR À LA MORNAY, GRATINE

Acaba şimdiden "Yaz Gelsin Artıııkkkk!!!" diye ağlamaya başlasam, "Aman dur! Şubat'ı görmedik daha!!" mı dersiniz bana?
Sizin oralarda havalar ve yollar nasıl bilmiyorum ama gerçekten bu kardan, kıştan, kar yüzünden hiç bitmek bilmeyen trafikten, yollarda geçen işkenceden gına geldi.. 
Umarım hiç kimsenin yollarda eziyet çekmeden evine ulaşabileceği günleri de görürüz..

Bu akşam sizlere bir tavuk ve bir de (yine) graten tarifi vereceğim. İki gün üstüste ne bu graten diyeceksiniz ama gerçekten çok lezzetli oldu. Tavuğu bir kenara bırakın, mutfağa 3 kez sadece biraz daha graten almak için gittim. Gerçekten ayrı bir lezzetti..

Bu arada bir konuyu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Tariflerin bazılarında tavuk suyu ya da et suyu diyorum. Her zaman için elimizin altında tavuk ya da et suyu bulunması mümkün olmuyor. O nedenle, her ne kadar çok tavsiye etmek istemesem de, Tavuk ya da Et bulyon kullanabilirsiniz. Ben özellikle knorr'un en son çıkardığı jöle kıvamındaki bulyonu tavsiye ediyorum. Oldukça başarılı..
Şimdi gelelim yemeğimize, yine Graten ile başlayacağım...

Chou-Fleur à la Mornay, Graten (Mornay Soslu Karnıbahar Graten)

Malzemeler:
- 1 adet orta boy karnıbahar
- 2,5 bardak Sos Mornay
- 1/2 bardak rendelenmiş peynir.
- Tuz , Karabiber

Sos Mornay :
- 4 kaşık tereyağı
- 6 kaşık un
- 4 bardak süt
- Tuz , karabiber

Yapılışı:
- Karnıbaharları yıkayıp temizledikten sonra kaynayan suyun içerisine atın ve 12-15 dk. kadar haşlayın. Süzün ve soğuk su dolu bir kasenin içine alın. 2-3 dk. bekletin ve süzüp kenara alın.
- Bu sırada Mornay sosu yapmanız gerek. Mornay sos aslında Beşamel Sos'tan türeyen bir sostur. Beşamel sosun kaşar peynir ile bir adım öteye taşınmış hali gibi düşünebilirsiniz.
- Öncelikle derin bir cezvede sütü ısıtın. Ama kaynatmayın.
- Daha sonra bir sos tenceresinde tereyağını eritelim. Tereyağı hafif ayrışmaya başladığında içerisine unu ekleyelim ve unu kavuralım. Unun beyaz bir renk almaya başladığını ve artık kokusunun çiğ bir un kokusu olmadığını hisettiğiniz anda yavaş yavaş içerisine sıcak sütü ilave edin. Sütü SAKIN! bir anda eklemeyin yoksa herşeye yeniden başlamanız gerekebilir.
- Sütü içerisine eklediğinizde sosun kremamsı bir kıvama geldiğini göreceksiniz. Şu anda bir Beşamel sos yapmış oldunuz.
- Sosun içerisine rendelediğiniz kaşar peynirini ekleyin. İşte şimdi de Mornay Sos oldu :)
- Sosu tamamladıktan sonra, bir fırın kabına yarısını dökün.
- Karnıbaharları sosun üzerine yerleştirin.
- Sosun geriye kalan kısmını karnıbaharların üzerine dökün.
- Üzerine rendelenmiş kaşar peynir serpin.
- Önceden 150 dereceye kadar ısıtılmış fırında 30-35 dk. kadar pişirin.
- Son 5 dk. da fırını 200 dereceye getirin ve ısıyı üstten verecek şekilde fırın ayarınızı yapın.


Aşağıdaki enfes görüntüye ulaşmanız içten bile değil!!!!





Tamam biliyorum çok güzel görünüyoorrr !!!! Ama siz bir de tadına bakın...

Şimdi gelelim tavuğa... :)

Poulet Sauté: (Sote Tavuk)

Malzemeler:
- İsteğinize göre tavuk but, göğüs, kanat..  Bence 4-5 parça ideal..
- 2 kaşık tereyağı,
- 1 kaşık zeytinyağı
- Tuz, karabiber

Sos için:
- 1 kaşık ince doğranmış soğan
- 1/2 bardak beyaz şarap
- 1-2 kaşık tereyağı
- 1-2 kaşık ince doğranmış maydanoz

Yapılışı:
- Bir tencerede zeytinyağı ve tereyağını eritin. Yağ iyice eridikten ve yanmadan belli bir ısıya geldiğini hissettikten sonra tavukları deri kısımları alta gelecek şekilde tencereye yerleştirin ve altın renginde kızarıncaya kadar pişirin.
Ama ısıyı öğle bir noktada tutmalısınız ki yağ yanmasın. Burada amacımız tavuğun lezzetini bıraktığı yağı daha sonra sos için kullanmak.


-Tavukları her bir yüzeyi kıtır kıtır kızarıncaya kadar pişirin. Sonra da tencerenin kapağını kapatın ve 15 dk. kadar pişirin. Tavuklar yağın içerisine hafifçe suyunu salacaktır. Tavuklar piştikten sonra ayrı bir kaba alın.
- Tencerede kalan sıvının içerisine soğanları ekleyin ve soteleyin.
- 1/2 bardak beyaz şarap ekleyin. 
- Daha sonra 1/2 bardak tavuk suyu ilave edin. Yüksek ateşte tencerenin içerisindeki sıvı yarı yarıya azalıncaya ve sosunuz kıvama gelinceye kadar pişirin. İçerisine 2 kaşış tereyağı ekleyin ver karıştırmaya devam edin.
- Son olarak ince doğranmış maydanozları ekleyin.
- Sosunuz hazır şimdi servis yapabilirsiniz :)

Bon Apetite :)


29.01.2012

RÂPÉE MORVANDELLE & SAUTÉ DE BOEUF À LA PARISIENNE

Pazar gününü geride bırakmış olmanın burukluğunu yaşayanlardan mısınız?
Yoksa pazartesi sendromu şimdiden içinizi sıkmaya mı başladı..?
Durun hemen içinizi karartmayın...

Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti,
Yarınsa meçhuldür.
O zaman ömür dediğin bir gündür.
O da bugün'dür!!!

....demiş Can Yücel, siz enseyi karartmayın yaşamaya bakın...

O halde biz yine hayatın bize bahşettiği tatlı lezzetler diyarına geri dönelim..
Bu akşam yine bir et yemeği yaptım. Fakat bu seferki sosu ile birlikte pişen bir çeşit et sote. Çok seveceğinizi tahmin ediyorum. Çünkü bu akşam yiyenler buna bayıldı :)
Etin yanında ise bir graten yaptım..
Genel de patatesograten ya da kabakograten diyerek hava atmayı severiz :) Aslında genel olarak bu yemeğin adı Graten'dir. En önemli noktası da krema ve kaşardır. İçine krema ve kaşar girebilen hemen hemen her sebze ile yapılabilir. Bol kaşarlısı her zaman daha güzel olur. Zaten sevgili eşimin de söylediği gibi "o kadar kaşarı bana koysalar ben de lezzetli olurum" :)

Öncelikle Graten'i yapmanızı tavsiye ederim. Çünkü pişmesi biraz zaman alıyor.

Râpèe Morvandelle ( Jambonlu, Soğanlı, Yumurtalı, Patatesli Graten): (6 kişilik)

Malzemeler:
- 1/2 bardak yemeklik doğranmış soğan
- 2 kaşık zeytinyağı
- 2 kaşık tereyağı
- 1/2 bardak ince şeritler halinde doğranmış dana jambon
- 4 yumurta
- Ezilmiş yarım sarmısak
- 2 kaşık ince doğranmış maydanoz
- 2/3 bardak rendelenmiş kaşar
- 4 kaşık krema
- 3 adet orta boy patates
- Tuz,karabiber

Yapılışı:
 - Fırını 200 dereceye kadar ısıtın.
- Soğanları, yağ ve tereyağını erittiğiniz tavada yumuşayıncaya kadar pişirin. Ama kahverengileşmelerine izin vermeyin.
- İnce dilimlenmiş jambonları tavaya ekleyin. 1-2 dak. daha pişirin.
- Ayrı bir karıştırma kabında 4 adet yumurtayı çırpın. Ezilmiş sarmısak, maydanoz, krema, peynir, tuz ve karabiber ekleyin iyice karıştırın.
- İçerisine jambon ve soğanı ekleyin. Karıştırın.
- Patatesleri soyun ve iri gözenekli bir rende ile rendeleyin. Patateslerin suyunu avucunuzla iyice sıkın ve yumurta karışımının içerisine ekleyin.
- Daha sonra yağladığınız bir fırın kabının içerisine bütün karışımı dökün.
- Önceden ısıtılmış fırında 200 derecede 30 - 40 dk. kadar pişirin.


Sonucun muhteşem olduğunu göreceksinizi :)


Sauté de Boeuf à la Parisienne: (6 kişi)

Malzemeler:
-500 gr. ince doğranmış taze mantar
- 2 kaşık zeytinyağı
- 3 kaşık ince doğranmış taze soğan
- Tuz, Karabiber
- 1 kg bonfile ( 3-4'er cm çapında kesilmiş dilimler halinde, 1 cm kalınlığında)
- 1/4 bardak beyaz şarap
- 3/4 bardak et suyu
- 1 bardak krema
- 2 kaşık mısır nişastası (1 kaşık krema/süte karıştırıkmış)

 Yapılışı:
- Mantar ve soğanları tavada yumuşayıncaya ve mantarlar suyunu çekinceye kadar pişirin daha sonra bir kenara alın.
- Tavaya eğer gerekiyorsa yağ ekleyin. Aynı tavada etlerin her bir yüzeyini 3 dk. pişirin. Bir kenara alın.
- Tavaya et suyunu ve şarabı ekleyin. Tavanın içerisindeki sıvı 1/3 bardak oluncaya kadar ısıtın/kaynatın.
- Sıvının içerisine yavaş yavaş kremayı ekleyin. Daha sonra mısır nişastasını ilave edin.
- Sotelenmiş mantar ve soğanı, kremalı karışıma ekleyin.
- Bir süre daha pişirin.
- Daha sonra pişirip kenara aldığınız etleri ekleyin.
Etleriniz muhtemelen bu durumda az pişmiş durumdadır. Eğer az pişmiş seviyorsanız, etlerinizi tavaya aldıktan sonra 1 dk daha pişirin ve servis yapın.
Ama orta pişmiş istiyorsanız, bu durumda 5-6 dk. daha pişirin.
Çok pişmiş istiyorsanız da, ki bence istemeseniz daha iyi, çünkü kuru bir et yemiş olursunuz, 10 dk. kadar pişirmenizi öneririm.
Eti tavaya aldıktan sonra sos ile üzerini kaplamayı ve arada bir alt üst çevirmeyi unutmayın.
Son bir not eklemek istiyorum. Her ne kadar çok pişirmek isteseniz de abartmayın!! Çünkü tavanın içerisindeki sos yüksek ısıdan dolayı kırılabilir. Yani yağ ile sütün muhteşem karışımı oluşturduğu kıvam çöker ve dağılır. O zaman da etiniz ne kadar muhteşem olursa olsun hiç bir lezzeti kalmaz.
Eğer her şeyi doğru yaptıysanız, muhteşem bir et sote yiyeceğinizden emin olabilirsiniz.

Keyifli Yemekler!!!!

SUPRÊMES DE VOLAILLE À BLANC & RISOTTO & CONCOMBRES AU BEURRE

İstanbul karlı bir Cuma'nın ardından buz gibi bir Cumartesi'ye merhaba dedi, şimdiyse nasıl olacağını bilmediğimiz bir Pazar'a kucak açıyor. İşte haftasonu dediğimiz şey de böyle göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Peki bu soğuk havada hiç kimse burnunu bile dışarı çıkarmazken ne yapılır :) Tabi ki mutfağa girilir eller kollar sıvanır ve güzel bir yemek yapılır..

İşte bu akşam size tavuk göğsünün yumuşacık bir şekilde nasıl pişirileceğini anlatacağım. Bunun dışında saçma sapan bir salatalık tarifi vereceğim. Gerçi eşim çok beğendi ama bana sorarsanız çok gereksiz ama yapmış bulundum :P
Yanında da güzel bir risotto..
Risotto tarifini ayrıca detaylı vereceğim.

Supremes de Volaille a Blanc (Nam-ı diğer Kremalı Tavuk Göğsü)
Malzemeler:
- 4 adet tavuk göğsü
- 1/2 çay kaşığı limon suyu
- tuz, karabiber
- 4 kaşık tereyağı
Sos için:
- 1/4 bardak tavuk suyu (bulyon da olabilir)
- 1/4 bardak dry beyaz şarap
- 1/2 bardak krema
- Limon suyu (gerektiği kadar)
- 2 kaşık ince doğranmış maydanoz
- 2 kaşık tereyağı

Yapılışı:
Öncelikle sosu yapalım derim, çünkü tavuk iki dakikada oluyor.

- Bir sos tenceresinin içerisine, tavuk suyu, şarabı kaynamaya başlayıncaya kadar pişirin. Daha sonra içerisine iki kaşık tereyağını ekleyin. Sos, kıvama gelince içerisine kremayı ekleyin. Sos kalınlaşıncaya kadar pişirin. İçerisine bir iki damla limon ekleyin. Tadına bakın.  Tuz karabiber ekleyin. Gerekirse limon ekleyin. Son anda da ince kıyılmış maydanozları ilave edin.
- Sosu bir kenara alın. Daha sonra tekrar ısıtmak üzere bekletin.
- Tavuklarınız bir kasenin içerisinde biraz limon suyu, tuz ve karabiber ile marine edin. 3-4 dakika beklettikten sonra,  bir yahni tenceresinde 4 kaşık tereyağını dumanını tütene kadar eritip ısıttıktan sonra tavukları içerisine yerleştiriyoruz.
- Daha sonra üzerini yağlı kağıt ile kapatın.
- Tencerenin de kapağını kapattıktan sonra önceden 200 derece ısıtılmış fırına verin.
- 10 dk. pişirin.

- Fırından çıkarın ve dilimleyerek tabağa yerleştirin. Üzerine ısıttığınız sosu ekleyin.
Yanına istediğiniz garnitürü ekleyerek servis edin.
Ben risotto ve saçma sapan bir fırında salatalık ile servis ettim. :)


28.01.2012

Meatlover!!!

Birincisi et yemeyi seviyorum.
İkinci et pişirmeyi seviyorum.
Üçüncüsü güzel et pişirmeyi daha çok seviyorum...

:)
Saygıdeğer bayanlar, baylar..
Eminim siz de, şu restaurantlarda yediğimiz yumuşacık sulu bifteklerden, bonfilelerden yemek istersiniz. Yemesi ayrı bir keyif olsa da inanın bana pişirmesi daha ayrı bir keyif. Bu akşam size yumuşacık, sulu ve lezzetli bir et pişirmenin inceliklerini anlatacağım ve bana minnettar kalacaksınız ;) (Biraz alçakgönüllü olmak isterdim ama pişirdikten sonra bana hak vereceksiniz)

Bu akşam tavada patates, ızgara kabak ve madalion yaptım.. Birazdan madalion derken neden bahsettiğimi anlayacaksınız. Ama öncelikle güzel bir et almamız gerekli..
Biliyorum artık kasaptan et alma kültürümüz pek kalmadı. En yakın marketten çarçabuk rastgele bir et almak adetten oldu. Ama kendinizi zaten yeterince pahalı olan bir şeyi bir de kalitesiz yemeye mecbur etmeyin. Güzel et sattığını bildiğiniz ya da duyduğunuz bir kasaba gidin ve lezzetli bir et almanın tadını çıkarın. Ayrıca küçük esnafa da bir desteğiniz olmuş olur.

Eti alırken Madalion için, dananın bonfilesinden güzelce yağlarından ve zarlarından ayrılmış, temiz 2 cm kalınlığından dilimler kestirin. Aşağı yukarı her bir dilim 150-180 gram civarında olacaktır. Normalde kişi başı bir dilim yeterlidir ama ben tam bir et canavarıyım derseniz 2. bir dilime itirazım olmaz :)

Dilim dilim kesilmiş etlerinizi kalın bir ip ile bağlayın. İşte etlerimiz daire şeklinde bir madalyona benzedi. Bunu yapmaktaki amacımız ete bir form vermek ve ayrıca bu formun içerisindeki suyu hapsetmek.

Şimdi gelelim eti nasıl pişireceğimize..
- Öncelikle etlerimize iz vereceğiz. Bunun için döküm demirden ızgaralı bir tavaya ihtiyacımız var.

- Etlerin her bir yüzeyinde ince ızgara izleri oluncaya kadar pişirin. (Her bir yüz için 3'er dakika yeterli olacaktır.
- Daha sonra etleriniz bir fırın tepsisine alın.
- Önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 10 dk. pişirin.
- Fırından çıkarın, iplerini kesin ve bir 10 dk. daha fırında pişirin. Eğer etinizi az pişmiş seviyorsanız. Orta pişmiş et için 5 dk. daha pişirin. Az pişmiş olmasını istiyorsanız tekrar fırına vermeyin.

Fırından çıktıktan sonra etinizin ne kadar güzel piştiğini göreceksiniz.  Yumuşacık ve ağzınızda dağılan bir lezzet...
Madalionu, kısık ateşte pişirilmiş dereotlu patates ve Kabak Izgara ile servis ettim. Eğer isterseniz siz yanında farklı sebze ya da garnitür ile servis edebilirsiniz.

Bon Apetite!!!!



23.01.2012

Mozaik....

2012 yılının ocak ayını bile geride bıraktık. Artık zaman daha ne kadar hızlı geçebilir ben hesap edemiyorum. Büyüklerimiz derdi de pek anlam veremezdik ama demek ki doğruymuş; belli bir yaşı geçtikten sonra yıllar jet hızında ilerliyormuş. Zaman bu kadar hızlı geçerken senin giderek yavaşlıyor olman biraz tuhaf değil mi ? Ne deniyordu buna? İroni mi? Hayatın cilvesi mi ?
Neyse ne!
Zaman geçerken, on yıllar yüz yıllar geride kalırken hayatta bir sürü şey de değişiyor. Aynı kalmıyor doğal olarak..
Geçen gün aklıma takıldı; bir film seyrediyorum, hani şu konusu; belli bir amaç uğruna mücadele veren insanların filmin sonuna doğru hayal ettikleri şeyleri başardıkları gerçek hikayelerin anlatıldığı filmler var ya, onun gibi bir film. Ama filmin konusundan ziyade filmdeki baş karakter benim için ilgi çekiciydi. Sanırım 60'lar Amerikasında geçiyordu ve erkeklerin egemen olduğu bir alanda bir bayanın öne çıkması ve amaçladığı şey uğruna mücadele etmesini anlatıyordu. Asıl önemli olansa, o kadın; ailesini ve çevresindeki insanları olgunluğuyla, kalbindeki sevgiyle ve şefkatle bir araya getirmiş ve herkese sağlam duruşu ve güçlü karakteri ile büyük bir ders vermişti. Şimdi bana diyeceksiniz ki bütün bunlar nereden çıktı. Bu noktada size şunu sormak istiyorum. Lütfen bir etrafınıza bakar mısınız? Kaç kişi bir bayan ile çalışıyor. Kaç kişi etrafındaki bayan iş arkadaşlarının veya yöneticilerinin birer cadı olduğunu söylüyor. Kaç kişi onların hırslarından, doymak bilmeyen başarı açlıklarından, bencilliklerinden, ailelerini geride bırakmak pahasına ne kadar işkolik olduklarından bahsediyor?. Ben size söyleyeyim, 3-5 istisnayı bir kenara bırakırsak, bir çok kişinin benimle aynı fikirde olduğuna eminim. Erkek olun ya da bayan olun, hele ki çalıştığınız bayan sizin üstünüzse durumun bundan farklı olduğunu sanmam.....
Peki söyler misiniz? Ne oldu bu hanımlara.. Nerede o eski, şevkatli, vakur, bütün sıcaklığına rağmen hayata koca bir ders vermeye hazır kadınlar? Nerede kaybettik kadınlığımızı ve ne zaman herkesin ürktüğü cadılar haline dönüştük? Evde kedi, iş hayatında kaplan olmak mı bunların sonucu? Yoksa artık kimse evde kedi de mi olamıyor?O zaman Vaay halimize :)

Hadi hanımlar, bırakın bunları. Elbette biz her şeyi yapabiliriz. Neticede o elma bizim yüzümüzden ısırılmadı mı? ;) Ama bazen de kedi olmayı yeniden hatırlamak gerek.
Benim tavsiyem, dışarından yemek sipariş etmeyin ya da evdeki bakıcıya neyi nasıl pişirmesini istediğinizi anlatmayın ya da bu akçam dışarıda yemek yiyelim mi diye yapmacıklaşmayın, ellerinizi kirletin ve kadın halinizle kendi mutfağınıza el atın!!!

Ben bu akşam ordan burdan bir mozaik yaptım.. Aklımda bu düşünceler varken kalktım bir de mozaik pasta yaptım...

Siz de yapınnn.... :)

Afiyet olsunnnn !!!!!