23.01.2012

Mozaik....

2012 yılının ocak ayını bile geride bıraktık. Artık zaman daha ne kadar hızlı geçebilir ben hesap edemiyorum. Büyüklerimiz derdi de pek anlam veremezdik ama demek ki doğruymuş; belli bir yaşı geçtikten sonra yıllar jet hızında ilerliyormuş. Zaman bu kadar hızlı geçerken senin giderek yavaşlıyor olman biraz tuhaf değil mi ? Ne deniyordu buna? İroni mi? Hayatın cilvesi mi ?
Neyse ne!
Zaman geçerken, on yıllar yüz yıllar geride kalırken hayatta bir sürü şey de değişiyor. Aynı kalmıyor doğal olarak..
Geçen gün aklıma takıldı; bir film seyrediyorum, hani şu konusu; belli bir amaç uğruna mücadele veren insanların filmin sonuna doğru hayal ettikleri şeyleri başardıkları gerçek hikayelerin anlatıldığı filmler var ya, onun gibi bir film. Ama filmin konusundan ziyade filmdeki baş karakter benim için ilgi çekiciydi. Sanırım 60'lar Amerikasında geçiyordu ve erkeklerin egemen olduğu bir alanda bir bayanın öne çıkması ve amaçladığı şey uğruna mücadele etmesini anlatıyordu. Asıl önemli olansa, o kadın; ailesini ve çevresindeki insanları olgunluğuyla, kalbindeki sevgiyle ve şefkatle bir araya getirmiş ve herkese sağlam duruşu ve güçlü karakteri ile büyük bir ders vermişti. Şimdi bana diyeceksiniz ki bütün bunlar nereden çıktı. Bu noktada size şunu sormak istiyorum. Lütfen bir etrafınıza bakar mısınız? Kaç kişi bir bayan ile çalışıyor. Kaç kişi etrafındaki bayan iş arkadaşlarının veya yöneticilerinin birer cadı olduğunu söylüyor. Kaç kişi onların hırslarından, doymak bilmeyen başarı açlıklarından, bencilliklerinden, ailelerini geride bırakmak pahasına ne kadar işkolik olduklarından bahsediyor?. Ben size söyleyeyim, 3-5 istisnayı bir kenara bırakırsak, bir çok kişinin benimle aynı fikirde olduğuna eminim. Erkek olun ya da bayan olun, hele ki çalıştığınız bayan sizin üstünüzse durumun bundan farklı olduğunu sanmam.....
Peki söyler misiniz? Ne oldu bu hanımlara.. Nerede o eski, şevkatli, vakur, bütün sıcaklığına rağmen hayata koca bir ders vermeye hazır kadınlar? Nerede kaybettik kadınlığımızı ve ne zaman herkesin ürktüğü cadılar haline dönüştük? Evde kedi, iş hayatında kaplan olmak mı bunların sonucu? Yoksa artık kimse evde kedi de mi olamıyor?O zaman Vaay halimize :)

Hadi hanımlar, bırakın bunları. Elbette biz her şeyi yapabiliriz. Neticede o elma bizim yüzümüzden ısırılmadı mı? ;) Ama bazen de kedi olmayı yeniden hatırlamak gerek.
Benim tavsiyem, dışarından yemek sipariş etmeyin ya da evdeki bakıcıya neyi nasıl pişirmesini istediğinizi anlatmayın ya da bu akçam dışarıda yemek yiyelim mi diye yapmacıklaşmayın, ellerinizi kirletin ve kadın halinizle kendi mutfağınıza el atın!!!

Ben bu akşam ordan burdan bir mozaik yaptım.. Aklımda bu düşünceler varken kalktım bir de mozaik pasta yaptım...

Siz de yapınnn.... :)

Afiyet olsunnnn !!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder