28.01.2011

UZUN ZAMAN OLDU

Pek bir şey yazamadım biliyorum..
Bu dönem o kadar yoğun geçiyor ki, akşamları eve gelip de doğru düzgün bir şeyler yapamadım gerçektende...
Hafta sonu da ev ile ilgili koşturmaca ve misafir ağırlamak arasında geçiyor zaman..
Cumartesinin bile geldiğine sevinemez oldum artık..
Dinlenmek haram oldu..
Uzun zamandır da yazamadığım için vicdan azabı duyuyorum :(
Ama mutlaka arayı kapatacağım..
Şimdilik sizi kısa bir resim turu ile başbaşa bırakacağım.
xx

20.01.2011

MUTFAKTA BİRİ VAR!!!...: BIFTECK SAUTÈ BÈARNAISE (Bearnez Soslu Biftek): "Biz bankacılar çok zavallı insanlarız gerçekten, şubede sabahlasak yeridir. Nasıl olsa gecenin bir vakti şubeden çıkıyoruz. E, eve gidişimiz..."

BIFTECK SAUTÈ BÈARNAISE (Bearnez Soslu Biftek)

Çalışan insanın hali zor gerçekten , iş yerinde sabahlasak yeridir. Nasıl olsa gecenin bir vakti iş yerinden çıkıyoruz. E, eve gidişimiz zaten kaç saat!!.. Ondan sonra tek yapılan yatıp uyumak.. En iyisi işyerinde yat daha iyi... :)
Aman neyse, yine eve geldim saat kaçlarda.. Azıcık şikayet edeyim dedim :)
 
Allahtan ben araya bir Bearnez Soslu Biftek sıkıştırdım. Üstünede kocacığım ile birlikte afiyetle yedik..
Mehmet şaşıracaksın belki ama portekiz şarabının son kadehi dün bitti  ama beni de kendime getirdi. Yanında da joy fm eşliğinde yine bir lezzet festivali..
Not: Mehmet o şarap çok güzelmiş yaw...!!! :)) ehi ehi :)

Ben tarife geçeyim en iyisi  :) Hafifte kafayı bulma durumları var zaten : D Boşa gitmesin yaptıklarım :)

Ya acaba şimdi fotoğrafları ekleyip sonra tarifi yazsam nasıl olur..
(Yok yok olmaz!! Olmaz!!!)



BİFTECK SAUTÈ BÈARNAİSE (Bearnez Soslu Biftek)
Malzemeler:
Bearnaise sos için:

* 4 yumurta sarısı
* 1/4 çay kaşığı tuz
* 2 yemek kaşığı limon suyu
* 1/2 bardak beyaz şarap
* 1 yemek kaşığı ince doğranmış soğan
* 2 bardak erimiş tereyağı
*  karabiber
*  2 dilim 1 cm kalınlığında antrikottan kesilmiş biftek
* ince kıyılmış taze tarhun

Yapılışı:
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, aslında bu yemeğin temeli Bearnaise sostur. Fransız mutfağında soslar gerçekten büyük bir öneme sahiptir. Bizim her yemeğe kullandığımız özene bözene yaptığımız beşamel sos ya da domates sosu aslında 5 ana sostan 2 sidir ve bunlardan türeyen yüzlerce sos bulunmaktadır.
Yapmaya çalıştığım Bearnaise Sos ise Fransız Mutfağının 5 temel sosundan biri olan Hollandaise sos'tan türeyen bir sostur. Ki yapımı bence oldukça zordur. Ama Julia Child sağolsun kitabında hem klasik ve zor olan tarifi hem de kolay ve pratik olan tarifi yazmış.
Hatta kolay olan tarif için "8 yaşında bir çocuk bile yapabilir." demiş. Bu durumda gerçekten güzel bir Bearnaise sos yapmak şart oldu.
Size, Bearnaise Sos'un aslından Hollandaise Sos'tan türediğini söylemiştim. Bunu nasıl oluyor derseniz; Hollandaise sosun içerisine ince kıyılmış taze tarhun baharatı, arpacık soğanı , karabiber ve taze frenk maydanozu  eklemelisiniz. Böylece Hollandaise oluyor size Bearnaise Sos :)) Hollandaise sosta ise sadece limon suyu vardır.
Şimdi gelelim nasıl yapıldığına:

* Öncelikle ince kıydığınız soğanı 1/2 bardak şarabın içerisinde, şarap alkolünü buharlaştırana kadar kaynatın.

* Bir blenderın içine 3 yumurta sarısı , tuz , karabiber ve limon suyunu ekleyin. Güzelce karıştırın.

* Ayrı bir yerde erittiğiniz tereyağınızı azar azar yumurta karışımının içerisinde dökün ve karıştırmaya devam edin.

!!! Burada önemli olan yumurtanızın , tereyağının sıcaklığından dolayı kesilmemesidir. Yoksa pütürücüklü bir sosunuz olur ki, bu hiç istemediğimiz bi şey!!!

 
* Yumurta ile tereyağını da karıştırdıktan sonra, taze soğanlı şarabı süzün.

* Yumurta karışımınızı cam bir kasenin içine alın. Kasenizi de içinde su kaynayan çelik bir tencerenin üzerine oturtun.
Not!! Ben dün akşam unuttum. Tencere ile cam kase arasında kuru bir el havlusu koymayı unutmayın. Çünkü kasemizin tabanının nemlenmesini istemiyoruz. Sosumuz kuru kalmalı.

Bu işleme Baine Marie usulü pişirme denir. Burada amaç, pişirmek istediğimiz yemeği/sosu vs. direk ateşe temas ettirmeden yavaş yavaş pişirmek ya da ısıtmak..



* Düzeneğimizi kurduktan sonra kısık ateşte sosumuzu karışıtırarak üzerine süzdüğümüz şarabı ekliyoruz. Karıştırmaya devam ediyoruz. Sosun kıvamının biraz ince olduğunu göreceksiniz. Kalınlaştırmak için üzerine 1 yumurta sarısı ekleyebilirsiniz. Yavaş yavaş kıvama gelinceye kadar karıştırmaya devam edin.

Sosuzunuz kıvama  geldiğini şöyle anlayabilirsiniz. Spatulanızın ya da kaşığınızın arka yüzüne parmağınız ile bir şerit çekin. Eğer her iki tarafta bir birine karışmıyorsa sosunuz olmuş demektir.

* Son noktada sosunuzun üzerine ince kıyılmış taze tarhun ve frenk soğanını ekleyin.. Sosunuz hazırdır. Etinizin üzerine servis yapmak için kenara alın.. Eğer biraz katılaşırsa tekrar karıştırarak tekrar kıvama getirin..


* Bu sırada geniş bir tavada 1,5 kaşık tereyağı ve 1,5 kaşık zeytinyağında, iyice kuruladığınız etlerinizi arkalı önlü olacak şekilde pişirin. Orta pişmiş istiyorsanız eğer, çok yüksek ateşte her bir yüzü 2-3 dk. kalacak şekilde pişirin. Üzerine bastırdığınızda dış kısmının kıtır ama içinin yumuşak olduğunu hissediyorsanız, orta pişmiş etiniz olmuş demektir. Çok pişmiş isteyenler için eti ortdasından enine ikiye dilimleyebilir ve her bir parçayı ayrı ayrı pişirebilirsiniz.
Ama ben şahsen azıcık ortası pembe ve yumuşak seviyorum :)


Not: Daha önceki et pişirme tarifi için  aşağıdaki linke tekrar göz atabilirsiniz.
http://aylinthecook.blogspot.com/2011/01/bifteck-saute-au-beurre-ve-artichauts.html

Etimiz de piştiğine göre artık servise hazır demektir. Ben etimin yanına garnitür olarak haşlanmış ve sonrasında tereyağı ile sotelenmiş pırasalı  patates yaptım. Etimin üzerinde de mayhoş mayhoş Bearnaise Sos..
Talhacığım o kadar çok beğendi ki sosu, yarın akşam da yemek üzere, geriye kalanını buzdolabına kaldırdı....

Bon Apetit!!!!








18.01.2011

POTAGE VELOUTÈ AUX CHAMPIGNONS (Kremalı Mantar Çorbası)

Eski müzikler mi çok güzel yoksa eskiden müzikler mi güzeldi?
"Öyle bir geçer zaman ki"yi seyrederken insan kendini,  bir de müziklere kaptırıyorsa iyice tuhaf hissediyor.
:)
Ah Osman , yavrum kıyamam ben sana.. o nasıl ağlamak öyle...
Off yazı da bişeye benzemeyecek bu gidişle...
"Eli işt'e gözü dizi'de" dedikleri bu olsa gerek :)

Akşam yemeği için Hamdiye annem süper sağlıklı bir yemek yapmış.. Marine edilmiş tavuk ızgara ve yeşil salata.. Zaten gittikçe irileşiyorum bu akşamı hafif geçirmek gerçekten süper oldu..


....
Bu akşam kendime dün akşamdan söz vermiştim. 3 tane tarifi birden aradan çıkaracaktım. Ama iş yorgunluğunun üzerine bir de yol yorgunluğu binince  tek tarifle geceyi kapatmak zorunda kaldım.
Bir çorba yapmak bu kadar mı uzun sürer ama böylesi biraz uzun sürüyor. :) Ama ne demişler "Haticeye değil Neticeye bak!!" Lezzettli oldu çooookkkk :)))

Malzemeler:
* 3 çorba kaşığı un
* 3 çorba kaşığı tereyağı (aman Osman denize düşttü :O )
* 1/4 su bardağı ince doğranmış soğan
* 6 bardak tavuk suyu (sıcak olmalı)
* 2 su bardağı doğranmış mantar sapı
* 2 kaşık tereyağı
* 2 su bardağıince kıyılmış mantar çanağı
* 1/4 çay kaşığı tuz
* 1 çay kaşığı limon suyu
* 2 yumurta sarısı
* 1/2 su bardağı krema



Yapılışı:

* Soğanı ince ince doğrayın.
* Derin bir teflon tencerede 3 kaşık tereyağında kısık ateşte 7-8 dk. soteleyin.
* Daha sonra üzerine 3 kaşık unu ekleyin ve un kavrulana kadar 2-3 dk. daha pişirin.
* Bu sırada ayrı bir tencerede tavuk suyunuzun kaynıyor olması gerek.
* Bir kepçe yardımı ile yavaş yavaş 6 su bardağı sıcak tavuk suyunu sotelediğiniz soğan ve un karışımının üzerine ekleyin.
* Bu karışımın üzerine de doğradığınız mantar saplarını ekleyin ve 20 dk. kısık ateşte kapağı yarı kapalı olarak pişirin.

* Ayrı bir tavada 2 kaşık teryağında ince kıyılmış mantarlarınızı 5 dk. soteleyin.Üzerine 1 çorba kaşığı limon suyu ve 1/4 çay kaşığı tuz ekleyin.



* Tencerede pişmiş olan mantar saplarını süzün ve suyunu ayırın.. Böylece mantarın ve soğanın bütün lezzeti, çorbann suyuna geçmiş oldu.
* Sotelediğimiz mantarları çorbanın suyuna ilave edin.
* Bir karıştırma kabında 1/2 bardak ve 2 adet yumurta sarısını çırpın.
* Çorbanızın suyundan azar azar krema karışımına karştırarak ekleyin. Böyle yapmamızın nedeni yumurtalı krema karışımımızın sıcak çorba suyu yüzünden bir anda pişmesini önlemek. Öncelikle her iki sıvının ısılarını birbirine yaklaştırmaya çalışıyoruz. Bu işleme Temperlemek denir.
* Yumurtalı kremanın ısısı çorba suyuna yakın bir dereceye geldiğinde, karışımı çorbamızın içine ilave ediyor ve kaynatmadan kısık ateşte karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz.
* Eğer çorbanın kıvamı size çok sulu geldiyse size bir püf noktası : 1 çorba kaşığı kadar nişastayı 1 çay bardağı su ile karıştırıp yavaş yavaş çorbanıza ilave edin. Çorbanızın giderek kalınlaştığını ve kıvama geldiğini göreceksiniz..
* Tuz ve karabiberini kontrol edip sıcak olarak servis yapın..

Bon Apetit!!!

17.01.2011

ÇİKOLATALI MUFFIN ve İSTAVRİT :))

Kızınız Defneyi, Oğlumuz İskorpite...
Güzel bir kitap - okumak isteyenlere: Didem Şenol Yapı Kredi Yayınları- istavrit yaparken aklıma geldi. :)

Bugün yine alışveriş yaptım :( Ne olur birisi şu indirimleri durdursun.. Lütfen her şey yeniden ateş pahası olsun da paraya kıyıp bir şeyler alamayalım..
Ama olmuşla ölmüşün çaresi olmazmış. Ben alışveriş yapıcam diye "tantitoni"yi talan ettim. Hani şu rengarenk binbir çeşit mutfak malzemeleri satan mağaza var ya :) Güya herşey %51 indirimli.. Ama kasaya gelince "bunlar bunlar indirimde değil!" tırk tırk cırk cırk.. "hanfendi 100 küsur TL" pardon!! Nasıl yani!! :O
Tabi kasada yüz kişiyi arkada bekletmek pahasına 3-5 parçayı geri bırakmalar , son bir fiyat hesaplatması ve nihayet makul seviyede bir ücretle, ellerimde paketler ve  içimde " yine mi yaa :( !!!" diyen bir suçluluk duygusu ile mağazadan ayrılma!!! (Benzer durum yaşayanlar parmak kaldırsın) :))

Artık aldığım şeylerle kendimi mutlu ediyim derken çıkardım muffin kalıplarımı, renk renk dizdim onları :) Eeee,  kalıpları sıra sıra dizince artık çikolatalı muffin yapmak şart oldu :)


Çikolatalı muffın tarifi için Sofra dergisinin verdiği bir eki kullandım. Tarif güya 14 kişilik, ben de sanıyorum 14 adet muffin kalıbı yeterli olur. Hiç de öyle değilmiş. 48 kalıp da olsa yetmez yani.. O yüzden ben tarifi 2 ye bölerek size aktaracağım..

Çikolatalı Muffın

Malzemeler:
* 4 adet yumurta
* 2 su bardağı toz şeker
* 1/2 su bardağı erimiş tereyağı
* 1/2 su bardağı süt ile çırpılmış krem şanti
* 1/2 su bardağı yoğurt
* 1 paket kabartma tozu
* 3 su bardağı un
* 1/2 paket kakao
* 1/2 su bardağı kırılmış çikolata
Üzerine:
* 1/2 su bardağı kırılmış çikolata

Yapılışı
* Yumurta ve toz şekeri bir kaba alıp kabarıncaya kadar çırpın.

* Üzerine önce teryağı daha sonra krem şantiyi azar azar ilave edin. (Burada sırası çok önemli.. Azar azar ilave etmekte)
* Çikolata hariç diğer bütün malzemeleri ayrı bir kapta karıştırın ve daha sonra yumurtalı karışıma ilave edin. En son çikolata parçalarını ekleyin. 
* Hazırladığınız harcı muffin kalıplarına paylaştırın. Üzerine çikolata parçalarını serpin..

* Önceden ısıtılmış 160 derece fırında 40 dk. pişirin. Ilık olarak servis yapın.

* Çikolatalar içindeki şeker yanınca hafif karamelize olmuş. Yemesi keyifliydi :)


Gelelim İstavrite..

Eee akşam da bir şeyler yemek lazım..
Elimizde dipfrizden çıkarılmış yarım kilo kadar bir istavrit vardı.. Ben şöyle pişirdim..

* Öncelikle balıklarınızı güzelce yıkadıktan sonra iyice kurulayın.. (tava da yapacağımız için su sıçratmaması çok önemli..)
* Bu arada bir gazetenin üzerinde un, tuz ve karabiberi birbirine karıştırdım.. 
Geniş bir tavada zeytinyağını ısıtın ve üzerine 2 kaşık tereyağı ekleyin. Yağ ısınınca una buladığınız balıkları tavada arkalı önlü pişirin.. 
(ah canım annem, kulakların çınladı mı.. balıkları her una buladığımda aklıma sen geldin.. İzmir ,yine bir kez daha burnumda tüttü :( .. )




Bon Apetit !!
:))

Herkese güzel bir pazartesi diliyorum..


14.01.2011

SOUFFLÈ AUX ÈPINARDS (Ispanaklı Sufle)

Ah bu hafta da nihayet cuma akşamını görebildik..
Günleri saymayı bıraktık. Artık hayat dediğimiz, hafta sonlarını sayarak geçiyor. 
2010'un ilk hafta sonu ile son hafta sonun arasında kalanlar ne hızlı geçmiş meğer.. Derlerdi de inanmazdım: Zaman ne çabuk geçiyor diye..
Yolun yarısına geldik, ama neden hala başındaymışım gibi :(
Amaaan neyseeeeee.....
Bu hafta zaten manik depresif geçti, okuyanlarında içini karartmıyım. :)
Bu aralar neden böyle oluyor anlamadım. Ekstra enerji takviyesine ihtiyacım var.




Cuma akşamı bir hevesle kendimi ıspanaklı sufle yaparken buldum. Ama bir şeyi itiraf etmeliyim: Her ne kadar tarifte ıspanak olsa da , Hamdiye anneciğimin elinde kullanmayacağı bir haşlanmış pazı arta kaldı. Ben de ıspanak yerine onu kullanayım dedim. Daha mı güzel oldu ne!! :) 
Size de bir alternatif olarak tavsiye ederim.


İşte Ispanaklı (Pazılı) Sufle:

Sufle için öncelikle fırına da girebilen küçük ramekin kaplarından temin etmenizi tavsiye ederim.
Tabi büyük fırın tepsisi ile de olur ancak küçük ramekin kapları ile yapılanlar daha güzel oluyor bana sorarsanız..






Ramekin kaplarınızı tereyağ ile yağladıktan sonra ince rendelenmiş kaşar ile kenarlarını kaplayın..






Malzemeler:

* 1 yemek kaşığı ince kıyılmış taze soğan
* 3/4 bardak haşlanmış ve doğranmış ıspanak / pazı
* 1 yemek kaşığı tereyağı


Sufle için:

* 4 yumurta sarısı
* 5 yumurta beyazı
* 3 yemek kaşığı tereyağı
* 3 yemek kaşığı un
* 1 bardak kaynamış süt
* tuz,karabiber
* 1/2 bardak rendelenmiş kaşar peynir



Yapılışı:
* Öncelikle ıspanaklarımızı ve ince kıyılmış soğanımızı bir tavada soteliyoruz.
* Daha sonra suflemizi bazını hazırlıyoruz.
* Sufle bazı: 3 kaşık tereyağını tavada eritin üzerine 3 kaşık unu ekleyip, unu kavurmaya devam edin. Karışım, pürüzsüz bir kıvama gelince, üzerine azar azar kaynamış sütü ekleyin ve pürüzsüz bir krema elde edene kadar karıştırın. Altını söndürün. Kenara alın, daha sonra üzerine 4 adet yumurta sarısını ekleyin. 
Karıştırmaya devam edin. Üzerine sotelenmiş ıspanak ve soğan karışımını ekleyin.  
* Bu sırada 5 adet yumurta beyazını çırpın. Ama çok iyi çırpmanız gerekiyor. Suflemizin puf puf olmasını ve muhteşem bir şekilde kabarmasını sağlıyor.. Yumurta beyazının kıvamının , çırpılmış krem şanti gibi olmalıdır.




* Yumurta beyazının içine kenarda beklettiğimiz  karışımı azar azar ekliyoruz.  Yumurta beyazının sönmemesi için yavaş yavaş karıştırmanız gerekiyor.
* Daha sonra bütün karışımı eşit miktarda ramekin kaplarımının içine boşaltın.





* Öceden ısıtılmış 200 derece fırında 30-35 dk. pişirin. Kabardığını ve üzerinin kızardığını göreceksiniz. :))





Nasıl görünüyor :) Nefis değil mi??


:))
Bon Apetit!!!


12.01.2011

POULET AU PORTO (Portekiz Usulü Tavuk)

Efendim, 2010 yılı bitti bitmedi, 2011 geldi gelmedi derken gelmiş de Ocak ayının 11'i olmuş bile.. 
Hatta bugünün tarihi ne ilginç değil mi? 11.01.11 :P Ne alakası var canım diyenleri duyar gibiyim.. :) Ben de ilginç tarih keşfedenler furyasına katılayım dedim :) 
Ne diyordum efendim.. Hah! 2011 gelmiş bile diyordum.. 
Hatta erken rezervasyon çanları tatilciler için çalmaya başlamış, kendimizi şimdiden otel seçmece oynarken buluyoruz. Eğer güzel otel tavsiyeleriniz varsa alabilirim :)
Ama biz şimdiden sevgili eşim ile birlikte tatile gittik tadını çıkardıkta hangi gün dönelim diye kavgaya bile tutuştuk :)
 Yaza ne de olsa daha çok var, şimdi biz yemeğimize bakalım. 
Bugün gerçekten nasıl bir şey çıkacağını bilmediğim enteresan bir tavuk yemeği yaptım. Ama sonuç gerçekten çok hoştu. :)



POULET AU PORTO- Portekiz Usulü Tavuk - 3 Kişilik
Malzemeler:
* 6 adet tavuk but
* 500 gr. mantar
* 1/4 su bardağı su
* 1/2 tereyağı
* 1/2 çay kaşığı limon suyu
* Tuz, Karabiber
* 1 su bardağı krema
* 1/2 yemek kaşığı nişasta
* 1/2 çay kaşıı ince kıyılmış taze soğan
* 1/3 su bardağı porto şarabı
* 1 kaşık tereyağı
* 1/4 su bardağı konyak


Yapılışı:


* Tavuklarınızı güzel bir şekilde kurulayın. Size tavsiyem, butlarınızın sap kısımlarını enlemesine kesin. Böylece tavuk etiniz, etin içerisinde yer alan kasların ısıya maruz kalınca kasılması sonucu kemik ucundan sapa doğru çekilmeyecektir. Butunuzun şekli ve görüntüsü inanın daha güzel olacak..

* Kuruladığınız tavukları bir fırın tepsisine yerleştirip üzerine tuz ve karabiber ekleyin.Üzerine de birer parça tereyağı  koyup önceden ısıtılmış 220 derece fırında her 10 dk. da bir çevirerek 30 dk. pişirin.
* Piştikten sonra fırınınızın kapağı açık bir şekilde sosunuz olana kadar bekletin.




* Bu sırada mantarlarınızı temizleyin ve çok büyük olanlarını dörde bölün. Bir sos tenceresinde su, limon ve tuzu karıştırarak kaynama noktasına getirin. Mantarlarınızı içine atın ve ağzını kapatarak 5 dk. pişirin. 
* Krema ve nişastanızı ayrı bir kapta karıştırın.
* Mantarlarınızın üzerine ilave edin.
* 2-3 dk. daha pişirin. Piştikten sonra kenara alın.
* Fırın tepsisinde kalan yağdan iki kaşık alıp teflon tavaya koyun ve biraz ısıtın. Üzerine ince kıyılmış taze soğanlarınızı ekleyin. Soğanları pişirin. 
* Daha sonra üzerine porto şarabını ekleyin. Şarap alkolünü kaybedene kadar yüksek ateşte pişrin. 
* Son olarak, mantarlı sosunuzu şarabınızın üzerine ilave edin ve karıştırarak pişirmeye devam edin. Sosunuzun kırılmamasına dikkat edin.. Yoksa her şey mahvolur :(

* Sosunuz pürüzsüz bir krema kıvamına geldiğinde ateşten alın.
* Tavuklarınızı önceden yağladığınız döküm demir tencerenize yerleştirin. Orta ateşte tavuklarınızdan cızırtılı bir ses gelene kadar çevirerek pişirin.





* Cızırtılar gelmeye başladığında üzerine, mantarlı sosunuzu ilave edin.
* Sosun bütün tavukların üzerini kaplamasına dikkat edin.
* Kapağını kapatarak yaklaşık 20-25 dk. pişirin.
  
* Sıcak olarak servis yapın..

Bon Apetit :)))


11.01.2011

YILBAŞI MACERASI

Koca bir yılı geride bıraktık..
Yine bir yıl daha

POTAGE AU CRESSON & CRÈME RENVERSEÈ AU CARAMEL & ERİŞTE

Koca bir hafta sonunu 2 tarif ile geçirmiş oldum :(. Cuma akşamı ne yazık ki saat 21:30’da işten çıktım ve eve vardığımda saat 22:30’du. Haliyle ben geç başlayan hafta sonu mutsuzluğu ve bu kadar geç saatlere kadar çalışıyor olma isyanı arasında kendimi 23:30’da yatağa attım.  Cumartesi de zaten yeni ev ile ilgili koşturmaca ile geçti. Mutfak tezgahı konusunda ben kesinlikle siyah bir granit istiyorum. Talha daha sağlam olduğunu düşündüğü için suntalem olmasını istiyor. Sunta granitten nasıl daha sağlam olabilir? Lütfen birisi bana söylesin. Ama somut gerçeklerle gelsin, çekiçle değil!!!
Cumartesi gecesi de inanılmaz çılgın ve eğlenceli bir Yunan Tavernası macerasından sonra Pazar günü saat 12 de gözümü açtım.. :)

Uzun lafın kısası bugün Fransız Mutfağından 2 tarifimiz var. Bir tanesi de sevgili Türk Mutfağımızdan :)

İlk yemeğimiz pırasalı,rokalı bir patates çorbası J Gerçekten çok kolay ve güzel bir tarif.

POTAGE AU CRESSON (Roka Çorbası) 4 kişilik
Malzemeler:
  • 3 adet orta boy patates
  • 3 sap pırasa ya da taze soğan
  • 1 demet roka
  • Boquet Garni!!! ( detayını aşağıda yazacağım.)
  • Tuz, karabiber
  • 4 kaşık krema
  • 5 bardak su

Yapılışı:
  • Suyunuzu cattle’da kaynatın.
  • Patates ve pırasaları ince ince doğrayın.
  • Kaynayan suyun içine atın.
  • İçine boquet garni ekleyin. (Boquet garni – buket garni diye okuyabilirsiniz- , bir çeşit lezzetlendirici sebze buketidir. Ben kendi hazırladığımın içine fesleğen, maydanoz sapı, pırasa yaprağı ve taze kekik dalı koydum ve hepsini iple bağlayıp, haşlanmakta olan sebzelerimin arasında koydum.

  • Pırasa ve patatesleriniz iyice pişene kadar 30-35 dk. haşlayın. Son 5 dk. da içerisine ince kıyılmış rokalarınızı ilave edin ve biraz daha pişirin.
  • Daha sonra ateşten alın ve bütün malzemeleri pürüzsüz bir püre kıvamına gelinceye kadar blenderdan geçirin.
  • İçine 4 kaşık krema ilave edin ve kısın ateşte 5 dk. daha pişirip üzerine taze kıyılmış roka ekleyerek servis edin.



CRÈME RENVERSÈE AU CARAMEL (Krem Karamel) 6 kişilik

Malzemeler:
Karamel İçin :
  • 2 su bardağı şeker
  • 2 kaşık su
Kreması için:
  • 2,5 su bardağı süt
  • ½ su bardağı şeker
  • 3 yumurta
  • 3 yumurta sarısı
  • 1 paket vanilin
Hazırlanışı
  • Karamel kısmı için öncelikle 2 su bardağı şeker ve 2 kaşık suyu bir cezvede karamelize oluncaya kadar eritin.  Elinizi yakmamaya dikkat edin..

                        
  •  Cezvenin içindeki karameli tek tek çelik kaplara doldurup bir süre soğumaya bırakın..  Karamel haline gelmiş şeker, kapların dip kısımlarında sertleşecektir :)

  • Soğumaya bıraktığınız karameli bir süre unutmanız gerekiyor :))
  • Bu sırada 2,5 su bardağı sütünüzü kısık ateşte ısıtın. Kaynatmadan ısıttığınız süt bize lazım olacak :)
  • 1/2 su bardağı şeker ve 3 yumurta sarısı ile 3 yumurtayı, pürüzsüz bir kıvama gelinceye kadar çırpın. 
  • Bir kenarda ısttığınız sütünüzü yavaş yavaş kepçe yardımı ile yumurta karışımınızın içine ekleyin ve diğer bir taraftan çırpmaya devam edin.
  • Nihayet bütün sütü de karışıma ekleyince biraz daha çırptıktan sonra, karamelimimizin krem kısmını oluşturan sıvıyı çelik kaplara eşit miktarda paylaştırın.
  • Fırınınızı 250 dereceye ısıtın..
  • Krem karamel kaplarınızı içine kağıt havlu yerleştirdiğiniz fırın tepsisine güzelce dizin. İçine bir miktar su ilave edin. !!!!! bu detay krem karamel'i pişirirken çok önemli..
  • Bu şekilde 1 saat pişirin..
  • Piştikten sonra soğumaya bırakın ve soğuk olarak servis edin.

ERİŞTE
Hep Fransız mutfağı olmaz ama değil mi :)
Biraz da baş tacımız Türk Yemeklerimizi de yazmak lazım...
Erişte bildiğiniz gibi hamurdan yapılan ve küçük şeritler halinde kesilen bir nevi makarnadır. Ben çocukken çok severdim. Hala da seviyorum. Hele de yanında sarmısaklı yoğurt varsa :P i hi.. (ne biçim zevklerim var benim ya!!) :)
Şimdi gelelim nasıl yapıldığına..
Malzemeler 
* 2 su bardağı kuru erişte
* 4-5 bardak su
* 2 kaşık domates salçası ya da 1 su bardağı domates rendesi
(bana sorarsanız, domates rendesi daha doğal bir lezzet vermekte)
* fesleğen (bu tamamen opsiyonel olup deneme amaçlı tarife eklenmiştir. nitekim yemeğe yakışmıştır.)
* Tuz, karabiber

Yapılışı
- 2 kaşık tereyağında salçanızı ya da domates rendenizi bir miktar kavurun.
- üzerine eriştenizi ve suyu ilave edin.
- erişteler suyu çekene kadar pişirin.
- süzmeyin.
- sarmısaklı yoğurt ve ince kıyılmış fesleğen ile servis yapın.


6.01.2011

RATATOUILLE (Sebze Yahnisi)

Akşam yine uzun bir yol macerasından sonra kendimi eve atıp yemek kitabımı açtım ve bu akşam evdeki malzemeler ile ne yapabilirim diye düşünmeye başladım..

Bolca kabak ve patlıcan bulunmasından sebep , bir sebze yahnisi yapmak farz olmuştu.

Sağolsun Mehmet'in yılbaşı için aldığı enfes portekiz şarabı hala dolaptaydı ve müzik eşliğinde kendimi yine bir lezzet ayinine adamak üzereydim :)
Yorgun argın işten gelen,  üstelik akşamını evde yalnız geçirecek olan birisi kendisini daha nasıl mutlu edebilir ki :) 
(Pardon, eve gelirken aldığım közde pişmiş kestaneleri unutmayayım, bir paketi eve yürüyüş yolunda resmen mideme indirdim..)

Gelelim yemeğe :


Eminim bir çok kişi, kıyısından köşesinden, kahramanı farenin muhteşem yemekler yaptığı ve bununla kalmayıp acemi aşçıya da macera dolu bir serüven yaşattığı şu sevimli çizgi filmi seyretmiştir.

Filmin adı Ratatouille'du. (Ratatuy diye okuyabilirsiniz) :)

Ben bu akşam bu çizgi filme adını veren yemeği yapacağım.
Yemek aslında patlıcan ve kabaktan oluşan bir sebze yahnisi ama sebze diyerek yabana atmamak gerekir çünkü sonuç gerçekten çok başarılı :)Ama kolay değil :) Biraz zaman aldığını kabul etmem gerek..


:)


Tarif biraz uzun ve şu anda saat tam olarak 00:55. Yarın sabah yine işe geç kalmak istemiyorum. O yüzden şimdilik sizi sadece resimler ile başbaşa bırakıyorum. Tarifi detaylı olarak yarın akşam eklerim...


Herkese iyi geceler :)))










06/01/2011 22:46


İşte size yemeğin tarifi :)


Malzemeler:
* 5 adet patlıcan
* 5 adet kabak
* 5 adet domates
* 2 adet orta boy soğan
* 5-6 adet yeşil biber
*İnce kıyılmış maydanoz
* Zeytinyağı
* Tuz, karabiber


Yapılışı:
- Öncelikle kabak ve patlıcanlarınızı yarım cm lik şeritler halinde dilimleyerek, kağıt bir havlunun üzerine dizmeniz gerekir. Üzerine biraz tuz serpip bu şekilde 30 dk. bekletin.
- Bu arada domateslerinizi sap kısımlarının olduğu yerden enine kesin.. Resimdeki gibi. Çekirdeklerini ve suyunu süzerek bir kaba alın. Geriye kalan dilimlerinizi halkalar halinde dilimleyin.
- 30 dk. beklettikten sonra kabak ve patlıcanlarınızı kurulayıp, 4 kaşık z.yeğı koyduğunuz geniş bir tencerede ya da  tavada her bir yüzeyi 1 iki dakika pişecek ve kahverengileşecek şekilde pişirin. Daha sonra kenara alın.
- Soğanlarınızı jülyen doğrayın. Biberlerinizi halkalar halinde kesin.  Patlıcan ve kabaklarınızı pişirdiğiniz tencerenin içinde biber ve soğanları soteleyin. Sonra üzerine dilimlediğiniz domateslerinizi yerleştirin. Tencerenin kapağını kapatıp, domatesler yumuşayana kadar pişirin.Bu sırada bir kenara ayırdığınız domates suyunun yarısını tencereye ilave edin. Biraz ateşin altını açın. 5 dk. daha pişirin. Domates suyun geriye kalan kısmını ekleyin ve 5 dk. daha pişirin.
- Dökme demir bir yahni tenceresine (resimdeki gibi) önce domates dilimlerini yerleştirin. Biraz soğan ve biberli karışımdan ekleyim. İnce kıyılmış maydanozu serpiştirin. 
- Üzerine bir sıra patlıcan, bir sıra kabak döşeyin.Tekrar domates ekleyin, tekrar kabak ve patlıcan ekleyin ve bütün malzemeleriniz bitene kadar bu şekilde devam edin.
- TEncerenizin kapağı kapalı bir şekilde kısık ateşte 20 dk. pişirin. Dibinin tutmaması için üzerine bir miktar su ilave edin. Dibinin tutmamasına dikkat ederek pişirin. Zaman zaman dibindeki suyu kaşık yardımı ile üzerine gezdirerek 20 dk. daha pişirin.


Bon Apetit!! 
:)))

5.01.2011

Aubergines Farcies Duxelles

Eveeeeetttt...
Maalesef yılbaşı telaşı ile uğraşırken, bir süre projeye ara vermiş bulundum.. Ama çok hızlı bir dönüş yapacağım, emin olabilirsiniz..

Öncelikle benim için sevindirici olan, kendi çapımda benim takip eden birilerinin olduğunu farketmem :))
İnsana şevk veriyor. Daha çok yemek yapmak ve daha çok yazmak istiyorum. 
Ama tabi bu arada çok faydalı eleştiriler de geliyor. 

Öncelikle bana ilk bunları yazmaya başladığımda Blogspotu öneren Göker'e onu dinlemediğim ve çok bilmiş birisi olarak "facebook daha iyidir" diye ukalalık yaptığım için özrü bir borç bilirim. Facebook'tan benimle iletişime geçen Aslı'ya ise tekrar blogspotu hatırlattığı için teşekkür ederim..
Çok kıymetli eleştiri ve önerileriniz için şimdiden teşekkürler..
(Göker: Fotoğraflar için (resim demiyorum dikkat!) çok uğraştım, hatta kendime kağıt havlulardan yansıtıcı bile yapmayı denedim. Ama yine de gelip bir el atman lazım :)) (bu arada yansıtıcı mı denir onu bile bilmiyorum) Kocacığım ise "yatak odamızı da mutfağa taşıdın ya artık daha ne diyim" diye serzenişte bulundu, çünkü aydınlatıcı yerine odamızdaki gece lambasını kullandım.  :) Neyse fotoğraflar kötü :((


Gelelim yapmayı becerebildiğime :


AUBERGINES FARCIES DUXELLES (6 -12 kişilik)

Malzemeler:
* 3 adet orta boy hafif tombiş patlıcan
* 1 bardak yemeklik kıyılmış soğan
* 500 gr. mantar
* 2 yemek kaşığı krem peynir. (ben ricotta kullandım ama isterseniz, labne peynir de kullanabilirsiniz. sadece daha az tuz kullanın!!)
* ince kıyılmış dereotu, maydanoz, fesleğen
* 1 bardak kaşar peynir
* 1 kaşık kurutulmuş ekmek kırıntısı
* zeytinyağı
* tereyağı
* tuz, karabiber


Hazırlanışı:


Öncelikle bu tarif için orta boy patlıcanlar seçmenizi tavisye ederim. amaç bir patlıcan çanağı oluşturmak. Ama benim elimdeki patlıcanlar biraz uzun olduğu için mecburen ikiye bölmek zorunda kaldım. Şimdi gelelim nasıl yaptığıma:


* Patlıcanları dikine olacak şekilde ikiye bölün. Sırt kısımlarını ince bir şerit şeklinde soyun.
* Bir kurulama havlusunun üzerine hepsini dizin, tuzladıktan sonra 30 dk. bekletin.
* Bu arada, ince kıyılmış soğan ve kıyılmış mantarlarınızı soteleyin. Kenara alın..


* Patlıcanlarınızın suyunu sıkın, kurulayın ve üzerine yağ serpiştirin..
* Patlıcanlarınızı geniş bir pilav tenceresinin tabanına, patlıcanların sırtı aşağıda kalacak şekilde yerleştirin. Üzerine su ekleyin. 1 parmak tan daha yüksek olmasın.. 20- 30 dk. boyunca patlıcanlarınızı pişirin.
* Bu arada mantar ve soğan sotenizi , ki buna Duxelles denir ve bu da Fransız mutfağında sıklıkla kullanılan bir tariftir, rondoya koyun. Üzerine krem peynir, ince kıyılmış taze baharatları ilave edin. 
* Patlıcanlarınızı bir fırın tepsisine alın ve patlıcanların etli kısımlarını bir kaşık vasıtası ile çıkarın.. Bunları da rondodaki karışımın içine ekleyin. 
* Bütün karışımı rondodan geçirip, patlıcan çanaklarının içine ekleyin. 
* Üzerine kaşar peyniri ve ekmek kırıntılarını yerleştirin.
* Önceden 250 dereceye kadar ısıttığınız fırında 20-25 dk. pişirin..
* Kaşarların üzeri kızardığında fırından  alıp, servis yapabilirsiniz.


Voila!!!  
Bon Apetit :)

Bu akşam bize misafir olup, yaptığım yemeğin tadına bakan Sena'ya sevgiler.. :))








4.01.2011

BİR CUMARTESİ ATEŞİ :)) Yemeğe Misafirlerim Vardı..

Kareoke partisinden beri bir şeyler yazamadım. :)
Ama dün akşam gerçekten arayı kapattığımı düşünüyorum..

Dün akşam arkadaşımız Özgür'ün Kaş'tan dönüşü şerefine evde ufak bir yemek partisi yaptık..
Tabi ki yemekleri ben yaptım..

Ben ana yemeği yaptım. İçki almak isteyen beyler ve bayanlar içinse mezeleri kocacığım yaptı :) O benim Iron Man'im :))

Menü:
Yoğurtlu Kara Lahana
Limonlu ve Z.Yağlı Karnıbahar
Cherry Domates Kasesi
Sote Sebze
Roasted Steak
Patates
Panna Cotta...

Önce resimler.. Sonra nasıl yaptığımı anlatacağım...
Tavuk şeritlerin, yapıyorum.. Daha önce yazmıştım bunu :)) Önden güzel bir atıştırmalık :)


Bu yemek için dana'nın antrikot kısmını kullandım.. Tamamen yağlarından ayıklayarak, güzelce bağlamanız gerekiyor. Bağlamaktaki amaç etinizi hem güzel bir forma sokmak hem de pişme sırasında kendini salarak suyunu bırakmasını önlemek.
Daha sonra da marine edilmesi gerekli..
Ben marine için aşağıdaki malzemeleri kullandım:
* Zeytinyağı
* Hardal (Dijon olursa daha güzel olur kanımca)
* Bal
* Çok ince kıyılmış taze baharatlar (Ben fesleğen, dereotu, maydanoz kullandım. Ancak isteğe göre nane ve biberiye de kullababilirsiniz.)
* Çekilmiş karabiber
* Biraz Şarap
Bu malzemeleri birbirine karıştırıp daha sonra etinizi bu karışım ile kaplayarak , ağzı kapalı şekilde 1,5 saat kadar dolapta bekletin. Eğer aceleniz yoksa bu işlemi 1 gün önceden de yaparak 1 gece boyunca marine de bekletebilirsiniz.

Etinizi fırına koymadan önce havuç, kabak, soğan, pırasa, kerevizden oluşan sebze karışımınızı zeytinyağında hafifçe terletin. Sonra fırın tepsinize bunları koyun.
Marineden aldığınız etinizi, sebzelerinizi sote ettiğiniz tavada yüksek atteşte her yeri kahverengi oluncaya kadar pişirin. Bu işleme mühürleme denir.  Böylece etinizin bütün suyunu ve lezzetini içine hapsetmiş oluyorsunuz.
Mühürlenmiş etinizi fırın tepsisine koyduğunuz sebzelerinizin üzerine oturtarak ve marine malzemenizi de üzerine gezdirerek , etinizi önceden 275 derece ısıtılmış fırınınıza veriyorsunuz. Pişirme süresi 2 saat.. Eğer etinizin daha sulu, yumuşak ve biraz da kanlı canlı olmasını isterseniz biraz daha erken fırından alabilirsiniz.






Talhacığım, kan görmeye pek dayanamadığı için ben iyi pişmiş yaptım.

Fırından çıktıktan sonra ise böyle oluyor..





 

İşte size güzel bir tabak da hazırladım.. :))
Et gerçekten yumuşacıktı :)
Ama ben şahsen biraz daha pembe olsun isterdim. Bir daha ki sefere de öyle yapacağım..

Küçük bir ipucu:) etinizin üzerine eğer isterseniz, fırında et ile pişen sebzlerinizden biraz alıp, krema ile rondoda çektirerek  hazırladığınız güzel bir sos koyabilirsiniz..

Tatlı olarak da panna cotta yaptım.. Mandalinalı.. Trabzondan gelen mandalinalar inanılmaz lezzetliydi.. Mandalinalı panna cotta yapmak farz olmuştu anlayacağınız..



Panna Cotta:

50 ml süt
375 ml krema
60 gr pudra şekeri
8 gr toz jelatin
1 çimdik vanilya

6-7 tane mandalina
1/2 bardak şeker
5 gr. toz jelatin

Öncelikle mandalinaların suyunu sıkın.
Sos tenceresinde şeker ile birlikte kaynatın. Üzerine bloom ettiğiniz toz jelatininizi ilave edin.
Krem karamel kaplarınızın içine koyup hemen dipfrize atın.

Onlar dolapta soğuyana kadar siz base kısmını hazırlayın.

Derin bir tencereye süt, krema, pudra şekeri, vanilyayı ilave edip orta ateşte pof pof yapana kadar pişirin.
Üzerine  1 adet sıkılmış mandalina suyu ilave edin.
Yine bloom ettiğiniz toz jelatininizi ekleyin.  2-3 dk. daha pişirip ocaktan alın.

Katılaşmış olan mandalina suyunun olduğu krem karamel kaplarınızın içine eşit miktarda hazırladığınız karışımı döküp dipfrize tekrar koyun.
1-2 saat sonra buzdolabının alt katına indirin ve 3-4 saat sonra servis edin.
Arzu ederseniz, tatlınızı 1 gün önceden de hazırlayabilirsiniz.

Servis etmek için de krem karamel kabınızı elinizle ısıtın ya da sıcak su dolu kabın içine oturtup , servis tabağınıza ters çevirerek çıkarın.




Bon Apétit!
:)