5.09.2011

GELSİN BALIKLAAAARRR!!!!!!!!!!

Bildiğiniz gibi denizlerimizde balık avlanması ile ilgili yasak kalktı. Geçen haftadan beri  balıkçıların tezgahlarında çeşit çeşit taptaze balıklar görüyoruz. Sanki uzun süredir balık orucundaymışız gibi balığa hasret herkes gibi ben de kendimi Kadıköy balık çarşısında buldum. Tabi İstanbul'da hep Marmara ve Karadeniz'e ait balıklar var ama olsun.. Her birisinin lezzeti bambaşka.. Egeli olan bense balık hasretimi bir nebze de olsa hala içimde tutuyorum. (Bu arada yazıyı çabuk bitirmeliyim içeride muhteşem bir film var. :))
Evet, nerede kalmıştık. Balık mevsimi başladı diyordum.. Bence bu fırsatı kaçırmayın ve bulduğunuz her fırsatta balık yiyin. (Babacım, bu noktada hafiften gülümsediğini hisseder gibiyim. E ne yapacaksın akıl başa belli bir yaştan sonra geliyor demek ki :))


Balık ile ilgili size bir kaç bilgi vermek istiyorum.
Tabi ki balığı pişirmenin de bir çok yöntemi var. Örneğin, ızgara yapabilirsiniz, fırına verebilirsiniz, tavada kızartabilirsiniz, buğulama yapabilirsiniz ya da keyfinize göre ve yapma imkanınız varsa mangalda pişirebilirsinz.
Ama bana sorarsanız özellikle yoğun iş hayatında vakit darlığından şikayet ediyor ve "akşam eve geldiğimde pratik bir şeyler hazırlayıp yemek istiyorum" diyorsanız, fırında pişireceğiniz bir balıktan daha pratik ve lezzetli bir şey olamaz. Üstelik oldukça sağlıklı..

Ben balığın yanına yeşillik olarak rokayı çok yakıştırırım. Sumaklı ve nar ekşili bir roka salatası balığa gerçekten çok güzel eşlik etmektedir. Ekmek yerine de değişik şekillerde pişirilmiş patates kullanabilirsiniz. 
Bir de bakmışsınız ki balığınız pişene kadar siz masayı hazırlamış ve salatanızı yapmışsınız. :)
Balık ile ilgili önemli noktalardan bir tanesi de "Balığınızın Kurumaması"..
Eminim hiç kimse saman gibi ya da aşırı pişmekten kayış gibi olmuş bir balık yemek istemez. O yüzden size bir kaç ipucu vereceğim.
- Bana sorarsanız balığı alırken özellikle balıkçıya pullarını ayıklamamasını rica edin. Tabi eğer balığı fırına verecekseniz ya da az yağlı tavada pişirecekseniz. Çünkü balığın pulları, balığın dış yüzeyini koruyucu bir tabaka gibi kaplar ve balığın bütün suyunu ve lezzetini içine hapseder. 
- Eğer balığınız 300-350 gr civarında bir balıksa 180 - 190 derecede en fazla 15 dk pişirmenizi tavsiye ederim. Daha büyük balıklar için 2 ile 10 dk. arasında daha fazla pişirebilirsiniz. Artık bu balığınızın büyüklüğüne kalmış.
- Küçük balıklar içinse, özellikle hamsi ve istavrit gibi, yine 180-190 derece fırında 10-15 dk. arasında pişirebilirsiniz. 
- Balığınızı pişirirken lezzetini biraz daha ortaya çıkarmak ya da başka tatlarla lezzetini arttırmak istiyorsanız taze baharatlar kullanabilirsiniz. Herkesin yaygın bir şekilde bildiği gibi defne yaprağı balığın vazgeçilmezleri arasındadır. Siz bunların yanına bir kaç dal maydanoz, kekik, biberiye ekleyebilirsiniz. Balığın üzerine biraz zeytinyağı gezdirip üzerine taze çekilmiş karabiber ve tuz serpebilirsiniz. son olarak da küçük limon dilimlerinden balıkların üzerine koymanızı tavsiye ederim.
- Aslında balıklar ile ilgili yazılabilecek bir çok şey var ama son bir tanesinden de bahsedip sözü fazla uzatmayacağım: Eğer fileto şeklinde balıklarınız varsa ve etin suyunu içine hapsederek kurumasını engelleyecek derisi ya da pulları yoksa  kendinize rendelenmiş domatesten sos yapabilir ve balığınızı bununla kapladıktan sonra fırına verebilirsiniz..
- Tabi bir de tuzda balık var :) Benden yiyenler bilir.. Gerçekten bir ömüüüürrrr.....!!! Ama onunbaşka zaman anlatırım :)

İşte size bu haftanın mahsulleri :)

HAMSİ

PALAMUT

MİNEKOP

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder